17 Nisan 2013 Çarşamba

Nehir'in doğum macerası :)

Hamileliğim sıkıntılı geçti. İlk 4 ay düşük tehlikem vardı, iğneler.. ilaçlar yormuştu...Tehlikem geçti bitti derken ohh işyerime 37. haftaya kadar çalışabilir raporu sunacağım 32. haftada erken doğum riski ortaya çıktı. Çalışmam ayakta durmam yasaklandı. İşimi bir başkasına bırakıp doğum iznimi erkenden başlatma gibi bir lüksüm yoktu. Sabah babam işe bırakır 2 saat sonra geri gelir beni alır ve eve bırakır işlerimi evden yürütüyordum. Doğuma yaklaştığım haftalarda normal doğuma uygun vücut yapısında olmadığım doktorum tarafından söylendiğinde doğum için tarih belirlenme süresine girdik. 38+2 de 10 şubat 2012 için tarih aldık. Ama bu tarihi beklemek hiçte kolay olmadı. Kaşıntı belası  bi rahatsızlık girdi tüm vücuduma.. Sabahlara kadar kaşınıyordum. İçten gelen bi kaşındı öyle ciltte kızarıklık , alerji yoktu. Doktorum Hamilelikte olabileceğini gelip geçici bir durum dedi ama öyle geçecek gibi değildi .İnternet araştırmalarımda hamilelikte bebeğin karaciğere baskısıyla böyle bir kaşıntının ortaya çıkabilir olmasından haberdar oldum. Doktoruma söyledim.  Evet olabilir kan tahlillerinde bakalım dediğinde.. Evet o doktorun bunu aklına bile getirmediği benim internet araştırmasında öğrendiğim bir olguyla karşı karşıyaydım. Karaciger enzim değerlerim tavan yapmış safram kana karışıyor, sarılık geçirecek duruma gelmiştim. Ve bunu doğuma sadece 2 gün kala öğrendim. Doktorum bu durumda doğumumu kendi hastanelerinde gerçekleştiremeyeceklerini tam donanımlı ya Çapa yada Cerrahpaşa'da  acilen doğuma alınmamı söyledi.  Hastane arayışı içindeyken eşimin iş çevresinden bir tanıdığı Çapa hastanesinin kadın doğum profosörünü arayabileceğini söyledi. Kendi özel doktorumun verdiği tarihten 1 gün önce prof. dr. arandı hastaneye yatış yapmamı sağladı.  Saat 22:00 sıralarında Çapa hastanesinin riskli gebelikler bölümünde yatışım yapıldı. Her iki saatte bir 2 tüp kan alınıyor değerlerimin maksimum seviyeye çıkıp çıkmadığı kontrol ediliyordu. Sanıyordum ki hemen sezeryana alınır doğumum gerçekleşir ve bu kaşıntı hastalığıma son verilir.. Yok olmadı gittiğim akşam, gece 3'e kadar Nst'de bebeğim dinlendi ve sancı durumuma bakıldı. 3ten sonra odama çıktığımda hiçbirşey yiyip içemeyeceğim konusunda uyarıldım. Çünkü her an ameliyat ile doğuma alınabilirdim. 10 şubat sabahı kendimi doğum için hazırlamaya çalışırken kan tahlil değerlerimin yükseldiği ancak maksimum seviyeye ulaşana kadar suni sancı ile normal doğum yoluna gidileceği bildirildi. Kendimi sezeryan fikrine alıştırmışken bu da neydi ?  10 şubat sabahı suni sancı verildi. Sancılar vardı ama doğum için yeterli değildi. Akşama kadar ağlamaktan gözlerimde yaş kalmamıştı. Akşam sancı çıkarılıp odama alındığımda bu hastaneden gideceğimi burada doğurmak istemediğimi aileme eşime salya sümük anlatıyordum. Onlar drlara güvenmemi normal doğum için sancı vermeleri gerektiğini hastanede doğum olana kadar kalmamı istediler. Zaten kendi doktorumda hastanesine kabul etmiyordu ki (!) Neyse drlar ikna yoluna gittiler 1 gün daha sancı verelim olmazsa doğuma alırız diyorlar. 11 şubat günü hergünki işlem tekrarlanıyor. Sabah 7 de (günlerdir aç/susuz) gözlem odasına yatırıyorlar nst ye bağlıyorlar, sancıyı veriyorlar, her iki saatte bir 2 tüp kan, aralarda dr ve bilimum asistan kontrolü yok yine doğumu başlatacak hiçbir bulgu yok... Muayene odası ölüm gibi devlet hastanesi kimse halinden anlamıyor. Akşam 4 gibi nöbetçi doktor değiştirildiğinde durumum kendisine anlatıldı bir kez de kendisi ve tüm ekip arkadaşları muayene etti .. Beklediğim söz geldi yok 3günlük verilen sancıya doğum başlangıcı yok imkansız doğum başlamaz dedi. Bendeki mutluluğu tarif edemem :) Nstli yatağıma döndüğümde muayene eden dr hadi bugün senin doğum gününmüş hediyeni verelim dediğinde hoplaya zıplaya ameliyathaneye gidiyordum. Evet o gün tam 25 yaşına basmıştım. Kendi doktoruma bile diyememiştim 10 şubat olmasın 11 şubatta dünyaya gelsin kızım diye ama hayat bana hediyesini hazırlamıştı. Kendi doğum günümde kızımı kucağıma alacaktım. Bütüm sıkıntılarım.. yaşadığım onca stres bitti diyordum :) Yok yok bitmedi. Ameliyathaneye gittiğim genel anestezimi yoksa epudral anestezimi yapalım dediklerinde o zor kararı verdim. Kızımı ilk ben görmek istiyorum  genel olmasın dedim. Nitekim epudral için hazırlandım iğneyi belimden vurdular. Yattım ameliyat koltuğuna aman  Allah'ım o da ne tepemdeki lambadan karnımda olup bitenlerin hepsini görüyorum kafamı yan yatırıyorum yok olmaz düz tut diyolar :) Tepeme baksam kesilip biçildiğimi göreceğim :) Soğuk tentürdiyotu karnıma döktüklerinde çok soğuk dedim. Nasıl yani hissettinmi dediler..Evet hissettim. Uyuşup uyuşmadığıma bakmak için soğuk buz kalbını bacaklarıma değdiriyorlar  soğuk mu / sıcak mı diye hep soğuk hep soğuk.. Bende ki cevap aynı. SOĞUK .. Olmadı ozaman genel anestezi vereceğiz dediler . Haydaaaaaa :) o iğnenin acısına eziyetini çekmişken oldu mu bu şimdi diye düşünürken tepemde olan biteni görmeyeceğim diye de seviniyordum. Şükür ki genel olmuşum yoksa kescekler dikcekler naklen seyredecektim.. Vel hasıl Sağlıkla kızıma kavuştuk... Abimle eşinden gelen doğum günü pastamızda günün anlam ve önemine renk kattı :)
Hamilelik ve doğum maceramı yazarak Nehirim için önemli bir anıyıda kayıt altına almak istedim. Yılmadan usanmadan sonuna kadar okuyabildiyseniz tebrik eder teşekkürlerimi sunarım :)

3 yorum:

  1. Merhaba :)
    Skinny Mom'da gördüm yorumunuzu. Taze blog heyecanı ne hoş :) Bir merhaba demek istedim.
    Süreciniz zorlu geçmiş; ama sonuç sağlıklı olduktan sonra, hiç geçmeyecekmiş gibi gelen anlar, tebessümle anılıyor.
    Aslında tepe lambasını göremiyor olmanız gereken bir pozisyonda olmanız gerekirmiş. Özel hastane mantığına zaman zaman kızsak da devlet/üniversite hastanelerinin konforsuz koşulları da hala tamamen üstesinden gelinmiş değil. Tabii yine de epidurali tamamlatabilmiş olmaları harika bir deneyim olurdu sizin için... Tarifi zor... Öte yandan, dediğim gibi, bir bebek büyütürken anlıyor insan içinde bulunduğu "an"ın önemini.
    Sağlıkla büyütün kızınızı :)
    Sevgiler...

    not: Keşke yorumlama biçimlerinde "ad/url" seçeneği de koymuş olsaymışsınız :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Heyecanın hoşluğundan ziyade bu heyecanı birileri ile paylaşmak daha da hoş. Teşekkür ederim.
      Gerçekten o anlar biran evvel geçsinden başka isteğim yoktu. Şimdi geriye baktığımda birilerine anlattığımda kahkaha atıyorum. Şükür ki tüm olumsuzlukla sağlıkla sonuçlandı ...
      Özel hastanelere güvenim kırıldı.. devlet hastanelerinde de eziyetten başka bişey yaşamadım. İkinci bebek fikri uzakta olsa gün gelir yaşarsam ikinci hamileliğimde ne yaparım bilmiyorum. Kısmet.

      İyi dilekleriniz için teşekkür ederim.

      Yorumlamada seçeneğin varolup olmadığından haberim yoktu. Bakmak aklıma gelmedi. Haklısınız ad/url kurtarıcı oluyor. Sitenize göz gezdirir gezdirmez seçeneği ekleyeceğim.
      Sevgler

      Sil
  2. okudum okudum çok üzüldüm :( tıp fak. olduğu için illa ki normal doğum diyerek böyle bekletiyorlar işte :( ayy ne zor olmuş, maşallah ama Nehir çok tatlı. unutmuşsunuzdur bile o sıkıntıyı şimdi di mi ;) ben kesiğimin acısını unutalı çok oldu çünkü ;) bu arada üstten görünüyor ya, benim doğumumda o kısmı bi örtüyle kapatıverdik ben görmeyeyim diye oldu bitti ;)

    YanıtlaSil

Saygı ve sevgi barındırdığınız yorumlarınız benim için çok değerli...
Teşekkürler